Nâzım Hikmet’te yurt ve insan sevgisi: Tarih bilinci
Tarih bilinci, Nâzım Hikmet’in bütün eserlerinde omurgadadır. Şairin yurt ve insan sevgisi ruhani, yapay veya tarihüstü değildir; geçmiş, güncellik ve gelecek arasında kurulan diyalektik köprü, onun tarihsel maddeciliği ne kadar içselleştirdiğini gösterir.
Nâzım Hikmet’te tarih, geçmişte kalan ölü veriler toplamı da değildir. Komünist ozanın eserlerinde gördüğümüz, o çok uzaklardan gelen, belini doğrultup kalktığından beri iki ayak üstüne yıkıp yaratan insan ise, tarihin maddi koşulları içinde sürekli devinen canlı organizmadır, gerçektir. İnsan tarihin öznesi olarak hem değişir hem de değiştirir: Nâzım’ın, insanı, tarihselcilik ufkuyla böylesine derinlikli ve bütünlüklü bir şekilde ele alabilmiş olması, onun çağdaşları arasında ne kadar yetkin bir şair olduğunu da gösterir.
Nâzım’daki yurt ve insan sevgisi de böyle bir tarihselci zemine yaslanır. Özellikle sürgünlük döneminde hasretini çektiği ve eserlerine de yansıttığı yurt, artık bağımsız değildir ve her türlü emperyalist ve kapitalist egemenliğin boyunduruğundan kurtarılmalıdır.
⇐ Sayfa 9: Son yıllar
Sayfa 11: Nâzım olunmalı! ⇒