Yrd. Doç. Dr. Nevin Eracar’ın katılımıyla 

Dünyaya davet ettiğimiz insanlar, çocuklarımız… Hem sevgi ve umut hem de sorumluluk duyduğumuz varlıklarımız. Gelecek yaşamlarını onlara sunabildiğimiz olanaklarla kuracaklar. Maddi ve sosyal çevre, yaşamına, kişiliğine, değerlerine, arzularına, seçimlerine yön verecek olan, kontrolü oldukça zor bir etken. Tüm insanlık için geçerli olan bu unsurlar çocuğu yetiştirdiğimiz iklimin, yerel özelliklerin, ülkede seçilmiş olan insan yetiştirme, kültür ve eğitim politikalarının, siyasi eğilimlerin kıskacında karmaşık bir denklemin içinde işler.

İyi ve ahlaklı bir insan olsun, kendi ayakları üzerinde dursun, kimseye muhtaç olmasın diye düşünürken, çocuğa sunabildiklerimiz de ister istemez yine içinde bulunduğumuz ve çoğunlukla uymak durumunda kaldığımız koşullarla oluşmaktadır. Hızla değişen değerler ailenin çağın gerisinde kalmış gibi bir duruma düşmesine yol açarken, haksız rekabetin, fırsat eşitsizliğinin, kayırma kollama gibi ayrımcılıkların marifet sayılabildiği bir ortamda büyütmek zorunda kalırız çocuklarımızı. Bizden duyduklarıyla, çevrelerinde deneyimledikleri tutarsızlıklar taşıyabilir. Bu durumda çocuğun, gencin yolunu şaşırmaması neredeyse olanaksızdır.

Anne baba olmak zordur. Hele böyle bir çağda ve bizim coğrafyamızda! Geleneksel kültür içinde ahlak, modernizm, iyi insan yetiştirmek, “iyi”nin çeşitli yüzleri, zengin olma hayalleri, sınıf kargaşası kavşağında sıkışan çocukluk ve gençlik zamanları üzerine bir arayış atölyesi ile, belki her şeye rağmen aydınlık bir yol bulma şansımız olabilir.